Güneyin derinliklerini sevenler tarafından iyi tanınan bir yönetmen. "LaGlace et le Ciel" ve"L'Empereur"ün yanı sıra 2006 yılında en iyi belgesel film Oscar'ını kazanan "LaMarche deL'Empereur"ün arkasındaki isim olan Luc Jacquet , ilk kez otuz yıl önce aşık olduğu Antarktika'yı kutlayan bir belgeselle bu kış sinemaya dönüyor.
"Güney Kutbuna Yolculuk" adını taşıyan bu yeni belgesel, insanoğlunu büyülemekten asla vazgeçmeyen Beyaz Kıta'yı gezmek ve keşfetmek için harika bir davet. Aksiyon filmlerini, gerilim filmlerini ve cennet adalarını seviyorsanız, o zaman pas geçmeniz gerekecek. Öte yandan, kutup manzaralarını hayal ediyorsanız, vahşi doğa ve geniş açık alanlar içinizi merakla dolduruyorsa, Luc Jacquet'nin "Güney Kutbuna Yolculuk" filmini izlemek için 20 Aralık 2023 'te sinemaya gidin.
Luc Jacquet, 1 saat 22 dakika süren yeni belgeselinde siyah-beyaz gibi cesur bir seçim yaparak güçlü ve çarpıcı bir estetik ortaya koyuyor ve bunu inanılmaz bir film müziğiyle destekliyor.
Esen rüzgârın sesinin neredeyse her yerde duyulduğu Antarktika'nın donmuş topraklarına gerçek bir şiirsel dalış olan"Güney Kutbuna Yolculuk", her şeyden önce vahşi doğaya ve güzelliği insanoğlunu, özellikle de bir asır öncesinin kaşiflerini büyülemekten asla vazgeçmeyen bu Beyaz Kıta'ya bir aşk ilanıdır. Luc Jacquet, Güney Kıtası'na ulaşmaya çalışan cesur maceracıların hiçbirinden bahsetmese de, İrlandalı Ernest Shackleton, Norveçli Roald Amundsen ve Komutan Charcot'yu düşünmeden edemiyoruz.
Ancak tehlikeli olduğu kadar manyetik de olan bu etkileyici ekstrem kara parçasına bir kez daha ayak basmadan önce yolculuk uzun ve olaylıdır. Luc Jacquet 'nin yolculuğu, bu "dünyanın balkonu "na açılan 4 geçitten (en sevdiği) biri olan Patagonya'da başlıyor. "Tierra del Fuego, Horn Burnu ve Macellan Boğazı vahşi kalmış efsanevi yerlerdir " diye fısıldıyor Luc Jacquet 'nin aynı zamanda anlatıcı olarak da rol aldığı bu belgeselde. Ardından derin ve korkutucu dalgalarla dolu çok uzun bir tekne geçişi geliyor.
Ardından Antarktika'yla, 14 milyon kilometrekarelik bu beyaz cennetle ve orada yaşayan hayvanlarla buluşma anı geliyor: elbette Luc Jacquet'nin çok özel bir bağ kurduğu imparator penguen, ama aynı zamanda mavi balina, Adélie pengueni, Weddell foku, leopar foku, yönetmenin esprili bir şekilde "okul gezisindeki çocuklara " benzettiği penguenleri de unutmamak gerek.
Luc Jacquet 'nin silueti belgesel boyunca az miktarda görünüyor ve bu kadar güzellik karşısında kendimizi küçücük hissetmemiz gereken bu kutup manzaralarının uçsuz bucaksızlığını göstermeye yardımcı oluyor.
Güzel, şiirsel, dinlendirici ve derinden etkileyen görüntüleriyle"Güney Kutbuna Yolculuk" aynı zamanda bizi iklimin geleceği, biyolojik çeşitlilik ve 1991 Madrid Antlaşması ile kurulan eşsiz statü üzerine düşünmeye sevk eden bir belgesel. Bir barış ve bilim diyarı olan Antarktika, her zamankinden daha fazla korunması gereken bir yer. Zaten Luc Jacquet'nin dileği de bu yöndeydi; zira kendisi bu beyaz kıtayı ilk kez 1991 yılında biyoloji eğitimi aldığı sırada bilimsel bir ziyaret sırasında keşfetmişti. Onu asla terk etmeyecek bir kıta ve bizi 20 Aralık 2023'ten itibaren sinemada şiirsel gözüyle keşfetmeye davet ediyor.
